17 Temmuz 2009 Cuma

Bir gün ansızın

Bir gün ansızın devrimini yaşar insan. Ansızın değildir aslında altyapısı vardır her devrim gibi. Ama Ansızın gibi gelir insana. Ondan sonra her devrimde olduğu gibi önce büyük bir ileri adım, sonra yavaş yavaş geri adımlar başlar. Geri adımlar hızlanmadan devrimi güçlendirebildiği kadar güçlendirmeli insan. Sonra hayatın renklerinin çoğu değişir, eski hali ile hoşuna giden şeylerin artık hoşuna gitmemesi rahatsız eder. Yeniliklerin keyfi değişenlerin üstüne çıkmışsa şayet tam bir değişim yaşamışsındır işte. Daha ne isteyebilirsin ki ? Hayatın bir çizgide giderken dışarıdan değil içeriden bir değişim. Dışarıdan kaynaklı değişimlerin çokça yaşandığı hayatta nadir görülen bir çiçektir kendisi.

Sebebi, nerden kaynaklandığı gibi yerlere değil gelen yeniliklere odaklanmalı insan. Değişimin tadına vabildiği kadar varmalı. Aldığı tadın keyfini hissetmeli son hissiyatına kadar. Birde hayata çok güzel renkler katıyorsa yeme de yanında yat. Hayır yiyebildiğin kadar ye. Tırtıl olmak yetmez kelebek olana kadar değiş. Kelebek olduktan sonra da yaşadığın bahar sadece senin için bahar. Mevsim hala aynı mevsim insanlar hala aynı insanlar. Sen değişirken etrafında aynı kalan şeylerin hepsi değişik görünür ama gözüne. Değişik ve daha farklı yönler gözüne çarpmaya başlar. Gördüğün her farklı yön eskiden körmüydüm ben dedirtmemeli, daha ne kadar farklı yönleri görebilirim acaba dedirtmeli insana. Yeter ki değişim dışardan gelmesin insanın iç benliğinden gelsin.. .. ..