20 Ekim 2010 Çarşamba

Önümüzdeki seçime UZAKTAN bakış

Parmak boyama işlemi hala devam ediyor mu bilmeme ama, elimi de vicdanımı da kirletmekten yana olmadım hiç bir zaman. Öncelikle bunu belirttikten sonra, seçim denince ne anlıyorum onu açıklamaya çalışacağım.

Irak savaşının netleşmesinin üzerine, Anadolumda bir seçim oldu, aynı zamanlarda Avrupa'da şimdi tam hatırlamıyorum ama sanırım Almanya'da bir seçim daha vardı aynı zamanlarda. Almanya seçimlerinde yarışanlar birbirlerine karşı her konuda neler yapacaklarını anlatırken, Irak savaşına destek verilip verilmeyeceği konusunda. Şayet destek verilirse nasıl destekler ile kısıtlı kalabileceği konusunda açıklamalarda bulunuyorlardı. Aynı dönem Anadolu topraklarında yaşanan seçimlerde ise bu konular konuşulmuyordu. Ben o zamanlar Irak denen bölgenin Avrupa kıtasında olduğunu zannediyordum. Meğersem komşuluk bağlarım olan bir memleketmiş.

Bu örnekten yola çıkarsak, genel olarak zaten seçimler konusunun çivisi çıkmıştı, vaat edilenler hiçbir zaman gerçekleştirilmiyordu. Artık vaatler bile verilmez oldu anladığım kadarı ile, "Benzin 1YTL olacak" gibi vaatleri olanları saymazsak tabi. Peki seçtiğiniz insanları neden seçiyorsunuz hiç düşündünüz mü ?

Uzaktan bakıyoruz ya hani, biraz hayal kuralım. Bu günlerde bir füze kalkan sistemi diye bir şey var ki evlere şenlik. Ama bizim hiç umurumuzda değil çünkü kadınların başları örtülmeli mi örtülmemeli mi gibi çok büyük bir öneme sahip sorunumuz var. Seçimlere kadar bu meseleyi uzatmayı başarabilirlerse şayet, füze kalkan projesi gerçekleşmiş ve İran ile ABD arasında bir gerginlik başlamış olabilir. Şu anki iktidarın ilk geldiği dönemdeki, Irak meselesinde olduğu gibi yine İran konusunda kimse ağzını bile açmaz olur. Yoksa Abd buralara sadece Irak için mi geldi ? Daha savaş başlamadan önce bile hiçbir tahminci böyle bir tahminde bulunmuyordu. Açıkça görülüyor ki şimdi de füze kalkanı diye bir isimle, İran konusunda bir hareketlenme başladı. İsrail ile yaşanan "One munit" meselesi ve gemi saldırısı meselesi yeterli olur mu bu konuda bilmem, lakin bu şekilde devam ederse Müslüman ülkelerden sahte bir güven alıp Müslüman bir ülke olan İran konusunda hamle yapılmaya başlanmış görünüyor. Abd'nin gündemi bu bizim gündem saptırma yöntemimiz türban, ki kadınlardaki türban mı yoksa hepimizin başına geçirilmiş bir türban mı anlamıyorum. Hayalimizi burada bitirip, gerçeklerle ne kadar bağı olduğunu ise okuyuculara bırakıyorum.